-.:::Prowebciyiz Forum:::.-

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
-.:::Prowebciyiz Forum:::.-

Türkiyenin Yeni Ama Bi O Kadar da Rakipsiz Türk Forumu

yüksek gerilim hattı, kablo kesme makası, tel çekme makinesi, pabuç sıkma pensesi, hidrolik pabuç sıkma pensesi, kablo sıyırma, skp sıkma pensesi, yüksek gerilim hatları, kablo soyma, kapma üreticisi. ankara reklam; ankara dijital baskı, uv baskı. 333etiket;makine etiketi; iş güvenliği levhası, metal etiket, alüminyum etiket, leksan etiket, uv baskı, folyo etiket, pvc etiket, ankara etiket yapmaktadır.

333 Reklam;uyarı ve ikaz levhaları, ankara araç giydirme,ankara cnc kesim,ankara dijital baskı,ankara fotoğraf baskı, ankara kanvas tablo, ankara reklam, ankara tabela, ankara totem, ankara ışıklı tabela, ankara ışıksız tabela, ankara krom kutu harf tabela, uv baskı, asit indirme etiket, cnc kesim ankara, kanvas tablo ankara, latex baskı, uyarı ikaz levhaları üreticisidir. Ankara Reklam dijital baskı; ankara dijital baskı, kanvas tablo ankara, kanvas baskı ankara, uv baskı ankara, yapıyoruz. Şah Reklam; ankara tabela, tabelacı, ankara reklam, ankara ışıklı tabela, ankara ışıksız tabela, ışıklı tabela, ışıksız tabela, ankara araç giydirme imalatıdır Şah!. ankara mimari maket, ankara maket,

333baskı :ankara fotoğraf baskı, ankara dijital baskı, ankara uv baskı, ankara baskı, ankara poster, fotoblok baskı, ankara lazer kesim, dijital fotoğraf baskı, kanvas fotoğraf baskı.

İyiolsun : ankara kanvas tablo,ankara kanvas baskı

Ankara Metal Etiket :makina etiketi, trafo etiketi, metal etiket ankara, leksan etiket, asit indirme etiket, paslanmaz etiket, ankara metal etiket üretmekte.

Uv firmamız;uv baskı,pleksi uv baskı.

333 Ajans ile ;ankara kurumsal kimlik, reklam ajansı ankara,ankara reklam ajansları,ankara reklam ajansı, ankara logo tasarım,web tasarım ostim, reklam ankara,ankara dijital baskıyapmaktadır.

Güneş Arge ,makine tasarım, ankara plastik kalıp,ankara plastik enjeksiyon,cnc talaşlı imalatöncüsü.

Anıl; asansör,ankara asansör,ankara asansör bakımı,ankara asansör montajı,ankara asansör montajı,ankara asansör revizyonu,ankara asansör revizyonu,insan asansörü,paket asansör,paket asansör,engelli asansörü firması. Asansör; asansör,ankara asansör,ankara asansör bakımı,ankara asansör montajı,ankara asansör montajı,ankara asansör revizyonu,ankara asansör revizyonu hizmetleri. Ankarada; ankara araç giydirme,tır giydirme,ankara araç kaplama,otobüs giydirme,minibüs giydirme,reklam giydirme,araç folyo sökme,araç giydirme,ankara folyo kaplama,folyo kaplama,karavan giydirme firması.

Erdal Bilişim;ankara kurumsal kimlik,ankara sosyal medya ajansı,ankara grafik tasarım,ankara reklam ajansı,ankara reklam ajansları,ankara seo ajansıkonularında lider.

Firmamız;ankara reklam ajansı, ankara reklam ajansları yürütmektedir. Vava Medya :antalya reklam ajansı, antalya sosyal medya ajansı, antalya kurumsal kimlik tasarım, antalya drone çekimi, tam hizmet reklam ajansı, denizli reklam ajansı, antalya en iyi reklam ajansı, izmir en iyi reklam ajansı, izmir en iyi ajansçözümleridir.

Decorgrup; duvar çıtası, poliüretan çıta, boyanabilir çıta, dekoratif çıta, ankara kartonpiyer ürünlerini titizlikle üretmektedir.

Mediface güzelleşmenize yardımcı olan bir; antalya burun estetiği, antalya estetik burun, antalya göz kapağı estetiği, antalya bişektomi, antalya yanak estetiği,antalya meme implant antalya saç ekimi ve güzellik merkezi hastanesidir.


    Allah'a tevekkül etmenin ve teslim olmanın kolaylığı

    Admin
    Admin
    Administrator
    Administrator


    Erkek
    Mesaj Sayısı : 425
    Yaş : 33
    Memleket : Ankara
    İş/Hobiler : Admin
    Lakap : Prodog
    Rep Gücü : 3
    Kayıt tarihi : 27/02/09

    Allah'a tevekkül etmenin ve teslim olmanın kolaylığı Empty Allah'a tevekkül etmenin ve teslim olmanın kolaylığı

    Mesaj tarafından Admin Salı Nis. 28 2009, 17:07

    Allah'a tevekkül etmenin ve teslim olmanın kolaylığı

    Her insanın hayatında "şanssızlık", "olumsuzluk", "terslik" gibi
    görünen birçok olay meydana gelir. Bunlar bir insanın tüm hayatını
    etkileyecek kadar şiddetli gibi görünen veya günlük hayat içinde
    karşılaşılan ufak tefek olaylar olabilir. Kuran ahlakını yaşamayan
    insanlar, en küçüğünden en büyüğüne kadar nefislerinin hoşlanmadığı bu
    tür olaylarla karşılaştıklarında sıkıntı, endişe, mutsuzluk, gerginlik
    ve korku duyarlar. Oysa bu onların çok önemli bir gerçekten habersiz
    yaşamalarının sonucunda kendi kendilerine yaşattıkları bir zulümdür.
    Allah'ın bir ayetinde bildirdiği gibi "Allah insanlara zulmetmez,
    insanlar kendi kendilerine zulmederler". Allah'a iman etmeyen veya iman
    ettiği halde Allah'ın bildirdiği gerçekleri görmezden gelerek yaşamayı
    tercih eden insanların daha dünyada aldıkları karşılık, hep böyle
    endişe, üzüntü ve kuruntu içinde yaşamak, birçok korkuya ve zayıflığa
    sahip olmaktır.

    Gerçeği bilenler içinse, dünya hayatında korku, endişe veya mutsuzluk
    nedeni olabilecek hiçbir şey yoktur. Çünkü iman edenler, her olayı
    Allah'ın kaderde yarattığını, herşeyin Allah Katındaki Levh-i Mahfuz
    isimli kitapta bulunduğunu ve kendilerinin de diğer tüm insanlar gibi
    kaderin izleyicisi olduklarını bilirler. Allah'ın yarattığı olayların
    kendileri için her zaman güzellikle sonuçlanacağını, Allah'ın salih
    kullarının kaderini en hikmetli ve kendileri için en hayırlı şekilde
    yarattığını asla unutmazlar.

    İnsanların büyük bir bölümü kaderi bilirler, ama kaderle ilgili çarpık
    anlayışlara sahiptirler. Örneğin sadece insanın saç rengi, boyunun
    uzunluğu, hangi anne babaya sahip olacağı gibi belirli konuların
    insanın kaderinde olduğunu diğer konularda ise eğer çok çabalar,
    çalışır ve azim gösterirlerse kaderlerini değiştirebileceklerini
    zannederler. Oysa gerçek şudur: Bir insanın her anı, tüm yaşantısı,
    hayatı boyunca karşılaştığı ve karşılaşacağı her olay, her konuşma, her
    bakış, her ses kaderindedir. Örneğin şu an bu kitabın bu satırlarını
    okuyan kişinin kaderinde bugünün bu saatinde bu satırları okumak zaten
    vardır. Allah bu anı, siz daha yaratılmadan milyonlarca yıl önce de
    bilmektedir. Belki bu kitabı okuyana kadar insan birçok olay
    yaşamıştır. Örneğin tam okumaya başlayacakken kapı çalmış ve bir
    arkadaşı gelmiştir. Böylece kitabı okuması üç saat sonraya
    ertelenmiştir. Eline kitabı alıp da tam o sırada kapının çalması,
    kapıyı açtığında arkadaşının gülen yüzü, "merhaba" deyişi, kitabı okuma
    saatinin üç saat ertelenmesi harfi harfine, siz bunları yaşamadan önce
    Allah'ın hafızasında, sizin, arkadaşınızın ve bu kitabın kaderinde
    belirlenmiştir. Allah bir ayetinde bu konuyu şöyle bildirir:

    Senin içinde olduğun herhangi bir durum, onun hakkında Kur'an'dan
    okuduğun herhangi bir şey ve sizin işlediğiniz herhangi bir iş yoktur
    ki, ona (iyice) daldığınızda, Biz sizin üzerinizde şahidler durmuş
    olmayalım. Yerde ve gökte zerre ağırlığınca hiçbir şey Rabbinden uzakta
    (saklı) kalmaz. Bunun daha küçüğü de, daha büyüğü de yoktur ki, apaçık
    bir kitapta (kayıtlı) olmasın. (Yunus Suresi, 61)


    Allah, zamandan ve mekandan münezzehtir. Zamana ve mekana tabi olan ise
    insandır. Bu nedenle bizim için geçmiş, şu an ve gelecek olan Allah'ın
    Katında bir andır. Örneğin bir sonraki yaş günümüz bizim için gelecek
    olan bir andır. Gerçekte ise o an, Allah Katında olup bitmiştir, Allah
    o anı bilir. Yani bizim bir sonraki yaşgünümüzde ne giyeceğimizi,
    kimlerle birlikte olacağımızı, o gün ne yapacağımızı Allah şu anda
    bilmektedir. Aynı şekilde iki sene sonra, üç sene sonra, on sene, kırk
    sene sonra ne yapacağımızı da Allah şu anda en ince detayına kadar
    sarıp kuşatmıştır. Allah tek bir insanın yaşamının tüm günlerini, hatta
    tüm dakikalarını, saniyelerini tek bir an olarak bildiği gibi, kainat
    var olduğundan beri yaşamış olan milyarlarca insanın ve bundan sonra
    yaşayacak olan tüm insanların yaşamlarının her saniyesine de tek bir an
    olarak hakimdir. Allah sonsuz uzun zamanı sonsuz kısa zaman içinde yani
    tek bir anda yaratmıştır.

    İnsanın Allah'ın bu sonsuz ilminin bilincinde olması ve kaderinin bir
    izleyicisi olduğunu bilmesi ise onun için büyük bir nimet ve
    kolaylıktır. Hakkıyla iman eden, samimiyetle Allah'a teslim olan bir
    mümin, kendisi için hazırlanmış olan kaderini ibret alarak, heyecanla,
    şükürle ve her an tefekkür ederek, koltuğuna oturup bir filmi izleyen
    kişinin rahatlığı ile, güven ve sevinç içinde izler.

    Allah'ı dost ve vekil edinen ve Allah'ın yarattığı her olaydan, her
    görüntü ve her konuşmadan razı olan bir insan kaderinden de razıdır.
    Allah, insanları denemek için kaderlerinde farklı olaylar ve görüntüler
    yaratabilir. Bunlar kimi zaman ürkütücü, kimi zaman zorluk ve sıkıntı
    dolu görülebilir. Ancak bu olayların her biri Allah Katında en ince
    detaylarına kadar planlı ve saklıdır. Örneğin, Hz. Yusuf hiçbir suçu
    olmadığı halde yıllarca zindanda kalmıştır. Bu onun kaderindedir.
    Fakat, Hz. Yusuf Allah'ın yarattığı kadere hoşnutluk ve sevinçle teslim
    olduğu için, hapis ona bir zorluk ve sıkıntı değil, aksine birçok
    nimetin ve güzelliğin kapısını açan bir olay olarak görünmüştür.
    Sözgelimi, böyle bir zorluk anını kolaylıkların ve konforun olduğu bir
    ortamla karşılaştıran mümin, nimetlerin zevkine daha şiddetle varır.
    Her gün bir gül bahçesi gören bir insanın bu bahçeden alacağı zevk ile,
    yıllarca beton duvardan başka bir şey görmemiş bir insanın gül
    bahçesinden alacağı zevk elbette ki çok farklıdır. Zorluğu, çirkinliği
    bilen bir insan rahattan ve güzellikten çok daha büyük bir zevk
    alacaktır. Veya kaderinde Hz. Yusuf gibi haksızlığa, zorluğa, hapis
    gibi bir ortama sabretmek olan bir insan, bunun ahirette kendisine
    Allah'tan bir hoşnutluk ve ecir olarak döneceğini düşünerek, kaderine
    sevinir. Sonuçta, kaderinde olanı yaşadığını ve kendisi dahil olmak
    üzere hiçbir yaratılmış varlığın onun kaderinin önüne geçemeyeceğini,
    kaderindeki tek bir saniyeyi dahi değiştiremeyeceğini bilir ve kaderine
    teslimiyetin rahatlığını yaşar.

    Kadere teslim olan bir mümin elbette ki, her konumda elinden gelenin en
    fazlasını yaparak çaba gösterir. Söz gelimi hastalanan bir insan
    elbette ki doktora gidecek, ilaçlarını alacak ve hastalığı ile ilgili
    herşeye dikkat edecektir. Ancak bunları yaparken, gittiği doktorun,
    aldığı ilaçların ve tedavisinin sonucunun da Allah'ın yarattığı kaderde
    olduğunu bilerek davranır. Bu nedenle, hiçbir zaman mutsuzluğa, telaşa,
    sıkıntıya veya karamsarlığa kapılmaz. Allah'ın kendisi için dilediğinin
    en hayırlısı olduğunu bilmenin huzur ve güvenini yaşar. İnsanın her
    olayda bir hayır olduğuna iman etmesi son derece önemli bir konudur.

    Müminler, şer gibi görünen olaylarda dahi onun kendileri için büyük bir
    hayır olduğuna iman eder ve Allah'a tevekkül ederler. Bu, sadece
    müminlere has bir özelliktir. Peygamber Efendimiz bir hadisinde bu
    konuyu şöyle ifade etmiştir:

    "Mü'min kişinin durumu ne kadar şaşırtıcıdır. Zira her işi onun
    için bir hayırdır. Bu durum, sadece mü'mine hastır, başkasına değil:
    Ona memnun olacağı bir şey gelse şükreder, bu ise hayırdır; bir zarar
    gelse sabreder bu da hayırdır." (Muslim, Zuhd 64, 2999)


    Allah, tüm evrenin tek hakimi, sonsuz güç sahibidir. Bu gerçeği bilen
    ve hakkıyla görebilen bir insan için zaten Allah'a teslim olarak
    tevekkül etmekten başka bir yol yoktur. Çünkü bir insanın karşılaştığı
    her olay, her insan, her konuşma, her ses, Allah'ın denetimi
    altındadır. Peygamber Efendimizin de belirttiği gibi Allah'tan gelen
    herşey mümin için bir güzellik ve bir hayırdır. Müminlerin bu gerçeğin
    bilincinde olarak yaşadıkları tevekkül anlayışını Allah bir ayetinde
    şöyle bildirir:

    Ben gerçekten, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a
    tevekkül ettim. O'nun, alnından yakalayıp-denetlemediği hiçbir canlı
    yoktur. Muhakkak benim Rabbim, dosdoğru bir yol üzerinedir (dosdoğru
    yolda olanı korumaktadır.) (Hud Suresi, 56)


    Allah'a tevekkül etmeyerek, herşeyi kendi güçlerinin ve kontrollerinin
    altında zannedenler ise, daima korku, hüzün, endişe ve karamsarlık
    içinde olurlar. Bu, bir filmi izleyen bir insanın sanki filmin sonunu
    değiştirebilecekmiş gibi heyecana ve paniğe kapılmasına benzer. Böyle
    bir korku nasıl son derece yersiz ve gereksiz ise, kaderini izleyen bir
    insanın da karşılaştıkları karşısında benzer hislere kapılması gereksiz
    ve yersizdir. Örneğin, suçsuz bir insana iftira atanlar Allah'ın
    kontrolünde varlıklardır. Ve Allah, insanı denemek için bu olayları
    yaratır. Bunlara sabrettiği takdirde, Allah'ın rızasını, cennetini ve
    rahmetini kazanmayı uman mümin için üzülüp kederlenecek hiçbir neden
    olmaz. Ayrıca Allah, müminlere her zaman yardımını gönderir ve onlara
    işlerinde kolaylık sağlar. Bu, Allah'ın kesin bir vaadidir. Allah bir
    ayetinde haksızlığa uğrayanlar için şöyle buyurmaktadır:

    İşte böyle; her kim kendisine yapılan haksızlığın benzeriyle
    karşılık verir, sonra aleyhine 'azgınlık ve saldırıda' bulunulursa,
    Allah, mutlaka ona yardım eder. Şüphesiz Allah, affedicidir,
    bağışlayıcıdır. (Hac Suresi, 60)


    O halde Allah'ın gücünü, yardımını ve dostluğunu bilen müminler için
    tevekkül ve teslimiyet tek yoldur ve yolların en güzeli ve en
    kolayıdır. Aksi takdirde insan kaldıramayacağı ağır bir yükün altına
    girer. Bediüzzaman Said Nursi, bir sözünde insanın tevekkül etmediği
    takdirde, kendi kendini nasıl bir zorluk içine sokacağını şöyle ifade
    eder:

    "İnsan zaîftir, belaları çok. Fâkirdir, ihtiyacı pek ziyâde.
    Cizdir, hayat yükü pek ağır. Eğer Kadîr-i Zülcelâl'e dayanıp tevekkül
    etmezse ve îtimad edip teslim olmazsa, vicdanı daim azâb içinde kalır.
    Semeresiz meşakkatler, elemler, teessüfler onu boğar. Ya sarhoş veya
    canavar eder." (Sözler, s. 29)


    Ayrıca şunu belirtmek gerekir ki, burada anlatılanlar insanların
    kendilerini veya birbirlerini teselli etmeleri, zorluklar karşısında
    düşünerek kendilerine telkinde bulunmaları için verilen bilgiler
    değildir. Bunlar Allah'ın yaratışının ve dünya hayatının gerçek
    yüzüdür. Asıl, aksine inanan veya aksine göre davranan kendini aldatmış
    ve yanıltmış olur. Dolayısıyla cahiliye insanı en varlıklı ve en rahat
    günlerinde dahi tevekkülsüzlüğün sıkıntı ve gerilimini yaşarken,
    gerçeklere iman eden bir mümin, her ne koşulda olursa olsun dinin
    insanlara getirdiği kolaylığı, neşeyi ve konforu yaşar.

    Allah Kuran'da müminler için şöyle bildirir:

    Haberiniz olsun; Allah'ın velileri, onlar için korku yoktur, mahzun
    da olmayacaklardır. Onlar iman edenler ve (Allah'tan) sakınanlardır.
    Müjde, dünya hayatında ve ahirette onlarındır. Allah'ın sözleri için
    değişiklik yoktur. İşte büyük 'kurtuluş ve mutluluk' budur. (Yunus
    Suresi, 62-64)

      Forum Saati Cuma Nis. 26 2024, 15:20