Yeni ilaç bulduk, diyor tabipler,
Lokman gibi, devâ bilse, ne fayda.
Son nefeste söylemezse, bu diller,
bülbül gibi dilin olsa, ne fayda?
Milyarın olsa da, rızkını yersin,
ecel şerbetini bir gün içersin!
Yalın ayak, başın açık gidersin,
dünya dolu, malın olsa, ne fayda!
İlmin, rütben çok olsa da kardeşim,
imanın yoksa, günah ise işin,
Secdeye hiç, koymadın ise, başın,
dünyaya diktatör olsan, ne fayda.
Sur çalınıp, yıldızlar dökülünce,
deniz kuruyup, sular çekilince,
Dağlar da, pamuk gibi atılınca,
harâmdan mal toplamışsan, ne fayda.
Cehennem, uzaktan gösterilince,
ateşin, mahşer yerine sürünce,
Sırat köprüsüne, halk yürüyünce,
aslan gibi gücün olsa, ne fayda?
Helâl, harâm demez, toplarsın malı,
Milyon olsa, dersin milyar olmalı.
Gözün aç, bu dünya fanidir fani!
gidecek, sende çok dursa, ne fayda?
Bir gün olur, götürürler evinden,
kurtuluş yok, Azrâilin elinden.
Allah adını bırakma dilinden,
bin yıl kadar ömrün olsa, ne fayda?
Zahmetli iş yoktur, İslamiyette,
kalbi, ruhu besler, ibadetler de.
Ne için müslüman olmazsın, sen de?
kâfir, çok iyilik etse, ne fayda?
Biz Allahı severiz
Yeri göğü yaratan, ağaçları donatan,
Çiçekleri açtıran, bir Allahtır, bir Allah!
Allah her yerde hazır, ne yaparsan o görür.
Ne söylersen işitir. Vardır, birdir, büyüktür.
Biz Allahı severiz. Her emrini dinleriz.
Beş vakit namaz kılar, Ona isyan etmeyiz.
Bizlere akıl verdi. Doğru yolu gösterdi.
Dini İslam'a uymayan, ateşte yanar dedi.
Kurana iman eden, Peygamberi izleyen,
Dünyada mesut olur, Cehennemden kurtulur.
Mümin iyi huyludur. Herkes ondan memnundur.
Kimseye zulüm eylemez. Kendi de huzurludur.
Ya Rab! Af eyle beni. Ve anamı babamı.
Kafirlerin şerrinden koru Müslümanları!
Azrail başına geldiği zaman
Azrail, başına geldiği zaman
kırılır ayakla kol, yavaş yavaş.
Mevlam nasip etsin din ile iman
akar gözlerinden sel, yavaş yavaş.
Yüksek uçan gönül, yorulur bir gün
ölçü terazisi, kurulur bir gün.
Herkesin yaptığı, sorulur bir gün,
döner mi, yâ Rabbi, dil yavaş yavaş.
Hep nefsine uydun, tevbe etmedin
her bulduğun yedin, şükür etmedin.
Nihayet, bu kara toprağa geldin
çekilir dünyadan el, yavaş yavaş.
Kabrin üzerine dikerler taşı
bir avuç toprağa koyarsın başı.
Baba, oğlun görmez, kardaş kardaşı
gider, geri dönmez yol, yavaş yavaş.
Kâfurlu, ılık suyu koyarlar
o nazlı bedeni, tekmil soyarlar.
Öldüğünü konu komşu duyarlar
gelir geri ahbaplar, yavaş yavaş.
Aklını başına topla
Gel ey gurbet diyârında
esir olup kalan insan
gel ey dünya harâbında
yatıp gâfil olan insan!
Gözün aç, bir bak etrâfa
gelip geçti nice paşa
ne delidir bu dünyaya
gönül verip duran insan!
Bülbüle verilse şeker
Kafeste durmaz gider
acep niçin karar eder
bu zindana giren insan!
Biraz daha eyle gayret
elinde var iken fırsat
sonsuz azap çeker elbet
Adam sen de diyen insan.